13 Mayıs 2013 Pazartesi

Floransa

Ah Floransa. Senin allah belanı versin Floransa. Niye allah belanı versin dediğime de gelicem mal Floransa. Daha yeni yeni kendime geliyorum anasını satıyım.
Floransa kuzey İtalyadaki toscano bölgesinin merkezidir. Ki söylemem lazım, toscano bölgesi dedikleri yer komple muhteşem bi yer. İtalya ayrıca rönesansın doğduğu şehirdir. Bu yüzden müzeye falan girmenize gerek yok, Floransa açık hava müzesi gibi bir yer.
Floransanın bütün meydanlarını tek tek yürüyerek gezdim. Şehirde girmediğim sokak, kaybolmadığım yer kalmadı ama gitmek istediğim yere de hep ulaştım. Şehir merkezi aslında birbirine çok yakın meydanlardan oluştuğu için gezmesi çok kolay. Çok derli toplu bir şehir Floransa. Hani bizim gibi bi meydanı Taksim bi meydanı Kadıköy şeklinde değil.
Şehrin içinden Arno Nehri geçer ve aslında tüm gezilmesi gereken meydanlar nehrin bir yakasında bulunur, karşıya geçmenize pek gerek yoktur.
Şimdi niye allah belanı versin Floransa...
Floransanın en ünlü meydanlarından biri olan Duomo meydanında gotik mimarisinin en allah bence bu dedirten bir katedrali vardır. Santa maria del fiore olarak da bilinir o katedral ve şöyledir;


O solda gördüğünüz kule toplam 414 basamaktır VE BEN ORAYA ÇIKTIM. Çıkmasıyla inmesiyle tam 828. Eğer günün birinde Floransaya giderseniz ve kapalı mekanlardan hoşlanmıyorsanız ki hoşlanıyorsanız da farketmez günün birinde bu şehre giderseniz o daracık merdivenli 414 basamaklı tepesinden bakınca binadan başka bir şeyin görünmediği o kuleye ÇIKMAYIN. Camiye gitmediğim kadar katedral gezdim diye allah belamı verdi işte. 3 gün kendime gelemedim yemin ediyorum. Romatizmalılar gibi böyle ufacık rampaları olan yerlerde bile birilerine tutunma ihtiyacı, merdiven inip çıkamama sorunu. Lanet rezalet o kule tez zamanda yıkılsın.


Doğruya doğru çok güzel şehir. Ama o kule beni öldürdü yemin ediyorum. En kötüsü de Floransa'nın geziceğim ilk şehir olmasıydı. Gittiğim diğer her yerde ağlaya ağlaya yürüdüm resmen.
Floransa'da bir meydan var; Piazza della Signoria. Açık hava müzesidir bu meydan, bir sürü adamın heykelleriyle doludur ki bu heykeller parmak boğumlarına kadar muhteşemlikle yapılmıştır. Meydanda Neptün havuzu ve Neptün heykeli vardır ki efsanedir. İnsanlar kendilerinin 3 katı heykel yapmışlar helal olsun. Burası akşamlar en büyük etkinliklerin olduğu, Uffizi müzesine ve Arno nehrine doğru giden yolda karşınıza çıkacak bir meydandır. Eğer bu meydadaki devasa şehir kapısına arkanızı verir dümdüz yürürseniz chanelden sonra devam eden sokakta ilk sağdan girerseniz Gabriello adında şu dünyada yiyebilceğiniz en güzel lazanyayı yapan yere varırsınız. Öğle akşam gece günde 3 kere gittim orda lazanya yedim bir allah var yani o lazanya tesadüf eseri yapılmış olamaz dedirtiyor insana.
Bir diğer meydanı Piazza della Repubblica'dır ve bu meydan yine devasa kapısının girişinde o renkli atlıkarıncasıyla çok güzeldir. Bana en çok yardımı dokunan meydandır. Zira en yorgun olduğum saniyede bulduğum taksi durağıyla birincidir kalbimde. Heh öyle bi sorun da var. İtalya'da taksileri yoldan çeviremiyosun öyle. Durağına gitmen gerekiyor. Memlekete bak lükse bak sen.


Ve gelelim İtalya'nın dondurma kültürüne. Hani burda bir top iki top insan gibi yersiniz ama orda iki top kültürü kafam kadar demek. Hiç abartmıyorum Cem Yılmaz demiş ya hani, kuş palazı oldum. Bitmedi dondurma. Bir güzel dondurma yapıyolar allam kelimeler kifayetsiz;


Bir karış dondurma lan. Bir karış dondurma mı olur. Bitiremedim. Zaten İtalya'da öyle dondurma yedim öyle öküz gibi dondurma verdiler ki uzun bi süre dondurma yiyemem heralde. Öneriyorum; tiramisulu dondurma. YİYİN ONU.
Floransa hakkında diğer bir şey ise, mağazalar burada çok erken kapanır. 7 buçuk 8 gibi gezicek yer bulamazsınız. Kafelerde çürüdüm zaten. Kahve içmekten ciğerim soldu. Bir de adamlar çok uyuzlar, bizim esnaf gibi değil tabi türk sıcakkanlılığı falan peeh yalan. İçtiğin şey bittiği anda yeni bi şey söylemezsen resmen kovuyolar seni. Göte bak sen.
Floransa'nın simgesi haline gelmiş bir yer daha vardır ki bu eski köprüleridir. -Sanat tarihi hocası mode on- 14.yüzyılda yapılmıştır ve kapalı bi köprüdür ki avrupada o köprünün benzeri yoktur. Uffizi ile Pitti sarayını birbirine bağlar ve köprü üzerinde kuyumcudan başka bi şey yoktur. Kendimi İstanbul'da gibi hissettiğim tek yerdir burası.


Burada gezilmesi gereken ve kesinlikle insanı OHA dedirten bir diğer yer de Galleria Academia'dır. Burada Michelangelo'nun amatör ve ustalık eserleri bulunur, orjinal Davud heykeli de buna dahildir. EFSANEDİR. 
Geldim en hayret verici kısmına. Floransa'da Duomo meydanın biraz aşağısında Roma Katolik mezhebinin ufak bir kilisesi vardır; Kutsal Haç Kilisesi. Burası Michelangelo, Galileo, Machiavelli, Rafaello ve bunun dışında 250ye yakın ünlü insanın mezarının olduğu yerdir. Tarih yatıyor o ufacık yerde tarih. En ilginci de katolik mezhebinin ufak ancak Françeskan mezhebinin en geniş kilisesi olmasıdır. O kadar çok mezhep varki işin içinde ben karıştırıyorum zaten artık. Birbirlerini kapsayanlar mı dersiniz, birbirinden nefret edenler mi. 
Kısaca Floransa, lazanyaları ve dondurmalarıyla, bulunamayan taksi duraklarıyla, geceleri duvarlara yansıtılan bale gösterileriyle, 414 basamaklı o lanet kulesiyle güzel bir yerdir. Rönesansın merkezi olmasının da büyük etkisi vardır, toscano bölgesinin merkezi olmasının da. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder