13 Mayıs 2013 Pazartesi

Pisa & San Gimignano & Siena

Toscano bölgesinin en çok gezilmesi gereken yerleridir bu 3 şehir. Birinden diğerine yol alırken Toscano'nun simgesi olmuş geniş gelincik tarlaları görürsünüz ki bence bu Pisa şehrinden daha güzel bir görüntüdür.
İçlerinde en çok San Gimignano'yu sevdim ama önce Pisa'dan başlayacağım. 
Pisa kulesi ile ünlüdür ve sadece kulenin adı Pisa sanılır ama aslında bu şehrin adıdır. Merkezinde mucizeler meydanı vardır ve aslında sadece burası görülmeye değer bir yerdir. Çok ufacık bir köy gibidir Pisa şehri. Bu Mucizeler meydanı'nda 3ü yanyana olmak üzere bir vaftizhane bir katedral ve çan kulesi bulunur. Bu çan kulesi işte o eğik olandır ve eğik olduğu için ünlü sanılır ama aslında dünyanın en önemli çan kulelerinden biridir çünkü Galileo bütün cisimlerin farklı ağırlıklarda olsalar da aynı fizik kuralı çerçevesinde aynı zamanda yere düştüklerini bu kulenin tepesinden aşağı farklı ağırlıklarda iki top atarak kanıtlamıştır. 




Kule yapıldığı tarihten itibaren güneye doğru eğilmeye başlamıştır çünkü zemin rezalettir. Çok yumuşak bir zeminde olduğu ve sürekli zeminde çökmeler yaşandığı için merkezden yaklaşık 4 metre kadar eğik durmaktadır ancak kulenin daha fazla eğilmesi geçtiğimiz 10 yılda falan yapılan bir projeyle engellenmiştir. Yeni mühendisler rocks. 
Mucizeler meydanı inanılmaz komik bir yerdir. Kadrajı pisa kulesine doğru çevirdiğinizde hepsi aynı pozu vermiş 15 20 kişi görebilirsiniz. Yavrularım hepsi de kuleyi tutmaya çalışırlar.
En çok şaşırdığım şey ise mucizeler meydanındaki katedralin içinden ilham alınan bir Harry Potter karakterinin olmasıdır. Bunun dünyada başka bir yerde eşi yoktur. Hipogrif.


Kulenin tepesine çıkmayı çok istedim, burası Floransadaki rezalet kuleye kıyasla daha kısaydı ve 294 merdivendi. Ama dediğim gibi yürümeyi bile beceremediğim için kulenin tepesine çıkamadım......
Buranın diğer bir komikliği türklere olan ilgidir. Mucizeler meydanının girişinde sağlı sollu onlarca Bangladeşli satıcı bulunur ve tezgahlarda hediyelik eşya satarlar. Bir tanesinin adı Mahmut'tur ve biraz engelli bir arkadaştır. Bizim Türklerde mazlumun yanında olmak gibi bir kavram da olduğu için herkes ondan alışveriş yapar. Bunu gören diğer bangladeşliler de türkleri gördüğü anda 'my name is Mahmut yaaa' demeye başlarlar, Türk bayrakları çekerler tezgahların tepelerine. Gerçekten çok sıcakkanlı insanların olduğu bir yerdir burası. İtalyandan çok Bangladeşli olduğundan olsa gerek.....


Şimdi gezi boyunca Roma'dan sonra en çok beğendiğim yere gelmek istiyorum; San Gimignano. 
San Gimignano ortaçağın Manhattan'ı denilen bir yerdir, Siena iline bağlıdır ve inanılmaz bir şekilde korunmuş dünyalar güzel bir ortaçağ kasabasıdır. Surlarla çevrilidir ve şehre giriş kapısı tektir. Devasa bir kapıdan daracık sokaklı kasabaya girersiniz. O kadar kenarda köşede kalmış bir yerdir ki giderken telefonum çekmiyordu bile. Şehir 14.yy'da nasılsa hala öyledir. Unesco tarafından dünya mirası sayılmaktadır ve tekrar söylüyorum öyle inanılmaz bir şekilde korunmuştur ki gözlerim doldu. Yine kendi kendime yaşlı teyze tribine girdim, bizim ülkemizde neler var biz hiç korumuyoruz diye üzüldüm.
19 kulesi vardır buranın ve şaraplarıyla ünlüdür. O daracık sokaklarda nerden baksan 50 tane şarap dükkanı vardır ve hepsi de şarapları tattırmaya baya heveslidir. Ufacık kasabayı gezerken kafa olabilirsiniz. 




Kasabanın merkezi şu son fotoğraftadır ve şimdi işin en güzel yerine geldi; bu kasabada bir dondurmacı vardır tam şuan son fotoğrafta baktığınız yere sırtınızı verdiğinizde gördüğünüz yerdir iki kere dünya dondurma şampiyonu olmuştur. DONDORİ GELATERİA. O götüm kadar yerde bir dondurma yapıyolar aklım şaştı böyle bir güzellik olamaz. Bir muzlu dondurma yedim, ben hayatımda tadı öyle olan muz yememiştim siz düşünün. Buradaki dondurmadan sonra dondurmalara küstüm, hele algidaya nasıl tripliyim. Meydanın yarısına kadar uzanan da bir kuyruğu vardır -allahın emri tabiki öyle bir güzellik için- ama beklemeye kesinlikle değer. 

Toscano bölgesinin bir diğer ili de Siena'dır. Siena il olmasına rağmen hiç şehir gibi değildir ve inanılmaz değişik adetleri olan bir yerdir. Şehir -yine- surlarla çevrilmiştir ve -yine- şehre devasa bir kapıdan girersiniz. Bu şehirde 17 tane mahalle vardır ve her birinin kendine özel renkleri ve hayvan simgeleri bulunur. Mesela bir mahallenin rengi sarı kırmızıdır ve hayvanı sümüklüböcektir, diğer bir mahallenin rengi ise sarı lavicerttir ve hayvanı tospağadır. Adamlar Fenerbahçe ile Galatasaray'ı bilmedikleri için böyle hayvanlar seçmişler tabiki. Türkler gelse bassa iki mahallede adam kalmaz yemin ediyorum. Asıl troll noktası genel olarak şehrin renginin siyah beyaz olmasıdır. Eğer beşiktaşlı olsaydım bu olay üzerinden baya prim yapmıştım. Ama tabiki tospağa rocks!!! 
Bu şehrin değişik geleneklerinden biri de her yıl 15 16 ağustos civarında düzenlenen at yarışlarıdır ve tabiki ailecek tospağa mahallesini tutuyoruz. Bu yarış Siena'nın simgesi gibidir ve her sene kurayla seçilen 11 mahalle katılır. Yarışın olduğu ay boyunca mahallelere devasa uzunlukta masalar kurulur ve her mahalleli o ay boyunca tüm öğle ve akşam yemeklerini sokaklarda mahallelerindeki diğer insanlarla birlikte yer. Tam 1980 İstanbul mahalle kültürü.......
Meydan şöyledir;
 


At yarışları bu meydanın çevresinde düzenlenir ve hiç rastlamadım ama baya televizyonlarda falan yayınlanan bir olaymış bu. Yarışın yapılacağı zaman şehre araba girişi bile kapatılıyor düşünün. Adamlar geleneklerine bağlılar. 
Şehir meydanı olan bu alan Piaza del Campo'dur ve bütün güzel restoranları bu meydanda bulunur, orada bir pizza yemişim varya midem hala bayram havasında. 
Meydandaki iç bükey tuğla alan Meryem'in pelerinini simgelemektedir ve şehrin ortaçağ manzarasıyla inanılmaz güzel uyumludur. Bu şehir de San Gimignano gibi Unesco Dünya Mirası listesindedir ve aynı San Gimignano gibi daracık sokakları vardır. Nasıl araba geçiyor oralardan, nasıl trafik olmuyor benim gibi İstanbulda hayatının yarısını trafikte geçirmiş insanlar için anlaması gerçekten çok zor.


Toscano bölgesi gerçekten tarih kokar ve benim gibi kültür gezisi manyakları için, vay amk insanlar bunları o zamanlarda nasıl yapmışlar diyenler için gezilmesi gereken bir yerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder